Bir başka deyişle babanın çocuğun hayatının her noktasında anne kadar etkin olması özellikle iletişim içinde olması babanın çocuğa verebileceği en önemli katkı. Babanın çocuğun hayatında sadece korkulan ve akşam gelince gün içinde yaptıklarından dolayı azar işiteceği bir figür olması yerine, çocuğun aile içinde ve dışında yaşadığı sıkıntıları paylaşabileceği, karşılaştığı sorunlarla ilgili çözüm önerilerini korkmadan sorabileceği, yardımını ve desteğini koşulsuz hissettiği bir ebeveyn olması çocuğun özgüvenini geliştiricidir. Sadece eleştiren veya cezalandıran korkulan bir baba figürü, çocuğun babadan onay ve kabul görmeden büyümesine ve babayı ulaşılamayacak kadar mükemmel ve uzak olarak görmesine, genel anlamda kendinde yetersizlik ve becerisizlik duygusu geliştirerek yetişkin hayatına da yansımasına neden olur. Ebeveynlerin bir yanlış düşünceleri de çocukların bebeklik dönemindeyken baba ile ilişki kurma ihtiyacında olmadığı, 3-4 yaş sonrasında ilişkinin gelişmesi gerektiği ile ilgilidir. Oysa tüm yapılan araştırma sonuçları bebeğin günlük bakımı yani alt değişimi, banyosu, doyurulması ve oyun oynanması, eğitimi ile babanın da ilgilenmesi durumunda hem ileriye dönük ilişkinin daha olumlu geliştiği görülmüştür. Bunun yanında anne çocuk ilişkisinin hem anne hem de çocuk açısından daha besleyici olduğu saptanmıştır. |